Allaha şükürler olsun ki; iyi bir soruşturma yapan ve öküzün altında buzağı aramayan bir savcı olarak, bilmeden, devletin yasal ve resmi trafik kayıtlarına güvenerek, çok büyük paralar ödeyip, özellikle lüks Mersedes ve BMV otomobiller satın alan mağdur vatandaşlar hakkında, ayrıca kaçakçılık suçundan kamu davası açarak onları bir de manen üzmemiştik.
Şimdi bize, durduk yerde bu konuyu niçin gündeme getiriyorsunuz diye soracaksınız?
Hazır, politika yapamayacağımız bu seçim gününü değerlendirerek, bu konuya ilişkin bir Danıştay kararını değerlendirmek için,bu makalemizin konusunu, Danıştayın son kararı ışığında kaçak lüks otomobillere ayırmış bulunuyoruz.
Basından öğrendiğimize göre, Danıştay son bir karar vermiş, kaçak olduğunu bilmeden kaçak lüks oto satın alan ve bu otoların kaçak olduklarının sonradan anlaşılması üzerine de otomobilleri ellerinden alınan ve mağdur olan kişilerin zararlarını İçişlei Bakanlığı, yani devlet karşılayacakmış.
Geç kalan ve çok yerinde olan bu kararından dolayı Danıştayı yürekten kutluyor ve alkışlıyoruz.
Gerçekten burada İçişleri Bakanlığının, yani Devletin, çok büyük günahı ve hatası vardır. Devlet, hizmet kusuru işlemektedir, yasalarımıza göre devletin, bu hizmet kusurundan dolayı vatandaşın zararını ödeme mecburiyeti vardır.
Peki neden? Onu da izah etmeye çalışalım.
Gümrüğü ödenmeden şu veya bu yolla yurda kaçak olarak sokulan lüks otolar için, bu işin kaçakçılığını yapan kişiler; herhangibir gümrük kapımızdan, örneğin Edirne Gümrüğünden, gümrük vergileri ödenerek yasal olarak yurda sokulmuş otomobillermiş gibi, Edirne Gümrüğünden düzenlenmiş gibi, sahte gümrük trafik şahadetnameleri düzenlemekte, yine sahte gümrük vergisi alındı makbuzları düzenleyerek, bu belgelerle örneğin İstanbul Trafik Ve Tescil Şube Müdürlüğüne giderek, bu kaçak otomobilleri trafiğe kayıt ettirerek, devletin resmi trafik tescil belge ve ruhsatlarını elde ettikten sonra, devletin resmi ve yasal tarfik kayıt, belge ve ruhsatlarına dayanarak, bu otomobilleri büyük paralarla vatandaşlara satıyorlar, saf alıcılar da otomobilin resmi kayıtlarına bakarak ve güvenerek, kaçak olduklarını bilmeden ve korkmadan bu otomobilleri satın alıyorlar.
Burada gerçek suçlu tabii ki devlettir.Kardeşim, lüks otolarda kaçakçılığın kol gezdiği bilinen bir gerçek olup, atıyoruz, örneğin İstanbul Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne kaçak bir otomobilin tescili için bir başvuru yapıldı diyelim, yine atıyoruz, Edirne Gümrüğünden yasal olarak sokulmuş gibi, o gümrükte görevli ilgili kişilerin imzalarını ve mühürünü taşıyan gümrük şahadetnamesi ve vergi alındı makbuzlarının sahte olup olmadıklarını gözle tespit edemiyorsan, ilke haline getireceğin bir uygulamayla, ilgili gümrük dairesine en seri şekilde ulaşarak, gerekli bilgileri de vererek, bu gümrük şahadetnamesinin ve vezne alındı makbuzlarının, gümrüğünüzce düzenlenen yasal ve gerçek belgeler olup olmadığını soracaksın ve bu sorunun olumlu cevabını almadan da, o aracı trafiğe kayıt edip ruhsat vermeyeceksin.Bu kadar basit bi mesele.
Devlet olarak, bilemediğimiz nedenlerle, bu basit ilemi gerçekleştirmez, gerekli teyitleri almadan kaçak otoların trafiğe kayıt edilmelerini sağlarsan, tabii ki, saf ve temiz vatandaşların uğradıkları zararı ödeyeceksin.Tabi, o zarara sebep olan ve devleti de zarara uğratan o görevliden de hesap soracak ve devlet olarak vatandaşa ödediğin tazminatı da o görevliden talep edeceksin.
Danıştayı, bu kararından dolayı tekrar tebrik ediyor, hukukçu olmadıklarından dolayı işin aslını bilemedikleri için, kaçak oto satın alan kişilerin zararını niçin devlet ödesin ki diyerek, Danıştayın bu çok haklı ve yerinde olan kararını eleştiren vatandaşları da aydınlattığımızı umuyoruz.
01/11/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
''Kaçak Lüks Otomobiller - Güner Yiğitbaşı'' Bu yazı; 1 Kasım 2015 Pazar tarihinde Güner Yiğitbaşı, Köşe Yazıları kategorisine eklenmiş olup deded tarafından yayınlanmıştır. Ayrıca henüz yorum yapılmamış bir yazıdır.
Bu Yazı Hakkında Birseyler Demek İstermisiniz ?